AKTÜRK, memur maaşlarının yıllar içindeki erimesine dikkat çekerek, "2002 yılında en düşük memur maaşıyla 19,57 adet çeyrek altın alınabiliyordu. Bugün ise en düşük memur maaşı sadece 5,79 çeyrek altına denk geliyor. Yani memurun alım gücü kaybı dörtte üçe ulaşmış durumda." dedi.
Büyükşehirde Yaşam Gideri Karşılanamıyor
AKTÜRK, eğer alım gücü korunmuş olsaydı, bugün en düşük memur maaşının 47.500 TL değil, 160.474 TL olması gerektiğini vurguladı: "Aradaki fark tam 112.974 TL. Bu açık, memurun cebinden her ay uçup gidiyor. Ne yazık ki, bu durum, büyükşehirlerdeki yaşam giderlerine yetişemeyen memurların çaresizlik içinde göç etmesine neden oluyor. Ülkenin aydınlık yüzü olan bu kesim, yanlış politikaların ve yandaş sendikacılığın kurbanı oluyor."
"Kazanım Masallarıyla Yıllar Kaybedildi"
Yandaş konfederasyonları da sert bir dille eleştiren AKTÜRK, "15 yıldır toplu sözleşme masasında 'kazanım' adı altında kayıplar masallarla gizleniyor. Bu sendikaların sessizliği ve memurların hâlâ bu yapılara üye olmaya devam etmesi, bugünkü ağır tablonun başlıca nedenlerinden biridir. Memurlar, aileleriyle birlikte yoksulluk sınırının yarısına mahkûm edildi. Bu adaletsizlik sadece kamu çalışanlarını değil, eş ve çocuklarıyla birlikte yaklaşık 25 milyon kişiyi mağdur ediyor." ifadelerini kullandı.
AKTÜRK, çözümün Meclis'te olduğunu ve kamu emekçilerinin emeğine sahip çıkılarak adil bir maaş düzenlemesinin acilen hayata geçirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.